Müşfik Söğüt ve Bencil Kavak

Görünüşlerin bir anlamı olduğunu düşünürüm hep. İnsanların, eşyaların, bitkilerin görünüşlerinin, renklerinin karakterlerini, fonksiyonlarını yansıtan bir anlamı olduğuna inanırım.

Mesela geniş alınlı kişilerin hafızaları daha kuvvetli gibi gelir. Sanki alınlarının geniş olmasıyla beyinlerinin geniş olması arasında bir ilişki varmış gibi. 

Kulakları büyük olanların daha meraklı, her şeyi duymak isteyen insanlar olduğunu, ağzı küçük olanların az konuşan, kelimelerinde tasarruflu kişiler olduğunu da sık sık gözlemlerim. 
 

Aynı şekilde ağaçlara bakınca da görünüşleriyle karakterleri arasındaki bağlantılar bulurum.…

Nilüferler suyun üzerinde yüzerlerken birbaşlarına öyle bağımsızlar ki...Bütün bitki alemi kendini toprağa bağlamış, yerinden hareket edemiyor..nilüfer ise suyun üzerinde neşeyle salına salına yüzüyor... Utanmasam adı nilüfer olanlarla evlenmeyin bağlanma sorunları olabilir diyeceğim.

Kavak ağacı uzun uzun göğe erişmeye çalışıyor. Dostlar alışverişte görsün dercesine üzerine üç beş yaprak kondurmuş. Kendinden başka kimseye bir faydası yok. 

Kavakları oldum olası bencil bulurum. Öyle uzar, gider de bir allahın kuluna faydası dokunmaz. Doğru dürüst dalı bile yoktur gelsin bir kuş tünesin üstünde..Kavaklar bir arada olsalar da yalnızdırlar sanki. Hepsi kendi derdinde..

Minicik gövdesinden onlarca dal, binlerce yaprak fışkırtan müşfik söğütlerinse tek derdi korumak, kollamak altındakileri. Kendini güvende hissedersin, gölgedir, korunaklıdır altı.

Hiç bencil kavakla müşfik söğüt bir olur mu? 

Kişilik sadece insana özgü bir şey değil bence insan da olsan ağaç ta... bencilsen yalnızlık, müşfiksen dostluk bulursun.