Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

27 Eylül 2011 Salı

Cep telefonum ve göstermelik statüm

Masaların üzerine bakın… Kafelerde, kahvehanelerde, restoranlarda, evlerde, terminallerde, iş yerlerinde… Hızlı hızlı gelen adamlar, merhaba bile demeden önce ceplerindeki telefonlarını, sonra da varsa arabanın anahtarlarını koyarlar masalara.. Kafenin, restoranın şıklığı arttıkça masanın üzerine konulan araba anahtarı daha pahalı daha çok olur..Ama ne ilginçdir ki cep telefonlarının markası her yerde, her ortamda hemen hemen aynı…
Asgari ücretle geçinen, hatta işsiz bir adamın elinde bile 3 G li, mobil interneti olan lüks telefonlardan olabilir, en pahalı arabaların sahibi olan adamların cep telefonların aynısından. İşte böylece fakirle zengin arasındaki farklar kalkar, hepimiz süper pahalı cep telefonlarımızla mutlu mesut yaşarız.
Ortamın farklılaşması masaların, sehpaların üzerinde duran cep telefonlarının markalarını farklılaştırmaz Türkiye’de. Peki ama neden?

Nereye gidiyor bu insan kaynakları?

Nereye gidiyor bu İnsan Kaynakları?
İnternette “Nereye gidiyor bu..” kelimelerini girip tıkladığınızda karşınıza “Nereye gidiyor bu gençlik? Nereye gidiyor bu memleket? Nereye gidiyor bu Fenerbahçe? Nereye gidiyor bu ekonomi? gibi cevaplar gelebiliyor.
“Nereye gidiyor bu muhasebe” ya da “nereye gidiyor bu satınalma” şeklinde sorgulamalara pek sık rastlamazken, “İnsan Kaynakları nereye gidiyor” sorusunun fazlaca sorgulandığını görebilirsiniz. 
Nereye gittiğini, varlığının organizasyon içinde neye hizmet ettiğini, aslında nasıl olması ve neyi hedeflemesi gerektiğini bu kadar sık sorgulayan başka bir meslek dalı var mı bilmiyorum.

SU’yun Yöneticilere Mesajı


Belki duymuşsunuzdur, Masaru Emoto su kristallerinin iyi ve kötü sözleri, duyguları ve farklı müzikleri algılayarak farklı şekillerde davrandığını ispatlamış olan bir bilim adamıdır.
Yaptığı çalışmalar ve deneyler sonunda su kristallerini fotoğraflamış; sevgi, minnettarlık gibi güzel duygu ve kelimelerin kristallerin tam ve güzel şekiller almasını sağlarken, kötülük, nefret gibi olumsuz duygu ve kelimelerin su kristallerinin şekillerini bozduğunu ispatlamıştır.
Emoto kitaplarında deneylerden örnekler vermektedir, hatta internette bazılarının videolarını dahi bulabilirsiniz.