Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

17 Nisan 2012 Salı

Kendini anlama yolunda…


Koçluk eğitiminde bir modül daha bitti. 4 gün nasıl geçti anlamadım. Çok yorgunum, bir o kadar da kafam karışık. Öğrendiğim her şeyin süzülmesini, hazmetmeyi istiyorum.

Bu modülün konusu değerlerdi. Öncelikle kendi değerlerimi yeniden keşfettim. Bazı şeylerin neden benim için daha önemli, bazılarının ise hiç de önemli olmadığını anladım. 

Neyi, kimi, ne zaman sorularının ne kadar da alt düzeyde olduğunu fark ettim.

Yaptığım şeyin benim için "anlamı, önemi ne?" sorusuna verdiğim cevapların ne denli değerli olduğunu anladım. 

Sonra sprial dinamikleri öğrendim. O da ne demeyin aslında ismi afilli de olsa anlattığı şey çok basit dünyanın tarihine baktığımızda insanoğlunun geçirdiği evreleri anlatıyor.…

Bu evrelerin her birinin nasıl da her birimizin içinde olduğunu gördüm, deneyimledim. 

3 Nisan 2012 Salı

Bana cenazeni anlat, sana kim olduğunu söyleyeyim!


Bugün faranjitim nedeni ile işe gitmeyip, bütün gün evde televizyon seyrettim.

Pek çok kanal Ekrem Bora'nın cenaze töreninden canlı yayın yapıyordu.

Buraya kadar olağan dışı bir şey yok. Bu kadar tanınan, sevilen her kişi gibi onun da kalabalık bir cenazesi vardı, kameralar oradaydı.

Ancak farklı olan yapılan konuşmaların içeriği, yaşanan duyguların samimiyetiydi.