Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

20 Mart 2012 Salı

Bugün farklı ne yaşasaydın 1 yıl sonra hatırlardın?

Bu soruyu önce arkadaşlarıma sordum. 

Gelen cevaplardan birkaçı şöyle oldu.. “işi kırsaydım hatırlardım”, “genel müdürün yanağından bir fıstık alsaydım hatırlardım”, “uzun zamandır görmediğim birisini görsem hatırlardım”… 

Sonra kendim yanıtladım “ani ve plansız bir tatile gitsem hatırlardım”, “hiç tanımadığım ilginç insanlarla tanışsam hatırlardım”.

Cevaplarımızda ortak nokta deneyimlemediğimiz şeyleri deneyimleseydik, daha önce keşfetmediğimiz şeyleri keşfetseydik ya da bilmediğimiz, tanımadığımız şeylerle tanışsaydık o zaman hatırlanası bir günümüz daha olurdu. 

Yeni, farklı, sürpriz şeyler yaşamak, deneyimlemek ve gelişmek hepimizin hoşuna gidiyor. 

İş, güç, sorumluluklar, beklentiler derken tüm bunları yaşayacak, deneyimleyecek pek fırsatımız olamıyor ne yazık ki. 

Aşağıdaki şiir bu anlamda beni çok etkiliyor. Eğer hayatı yeniden yaşama imkanımız olsaydı, neler neler yapabileceğimize dair …

Eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim o yaşamda daha çok hata yapardım.
O kadar mükemmel olmaya çalışmazdım. Daha çok dinlenirdim.
Bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim.
O kadar temiz kalmazdım. Daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Gitmediğim daha çok yere giderdim.
Daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim.
Daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu.
Ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim.
elbette mutluluk anlarım da oldu ama, geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu.
Çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar...
"Şimdi"yi sakın kaçırma.
Ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim.
Eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim.
eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim.
Bilinmeyen daha çok yola sapar,
güneşin doğuşunu daha çok seyreder,
daha çok çocukla oynardım. Yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı.
Gel gör ki, işte 85 yaşındayım ve biliyorum ki,
artık ölmekteyim....

jorge luis borges

6 Mart 2012 Salı

Dost Muhabbeti!


Şu aralar en çok dost muhabbetini özlüyorum.

Hani eskiden yapılanları. Bir iki çok samimi arkadaş bir araya gelirsin. Laf lafı açar. Yanında bir bardak tavşan kanı çay, şarap ya da rakı. 

Konuşulan her şeyin bir anlamı vardır. Bazen de her şey anlamsız. 
Kah efkarlanırsın, kah neşelenirsin. Dostunun derdiyle dertlenirsin. 

Ufak meseleler bile önemlidir. Yanlış yapmıştır biri ya da verememiştir bir finali. Bunlar dahi önemli mesele. 

Öyle eğlenir, öyle derin sohbetler edersin ki yıllar sonra bile hatırlarsın.. O günkü halini, dostlarını, güldüğün hüzünlendiğin şeyleri..

Mekanlar gelir gözünün önüne. Leman Kafe, London Pub. vs. 
Ne kadar zaman geçmiş dersin? Vay be oldu mu o kadar?

Dostlar önemlidir insanın hayatında. Büyümek için, dertleşmek için, paylaşmak için onlar olmalı sofrada.

Onun derdiyle dertlenip, onun heyecanıyla heyecanlanırsın.