Hani eskiden yapılanları. Bir iki çok samimi arkadaş bir
araya gelirsin. Laf lafı açar. Yanında bir bardak tavşan kanı çay, şarap ya da rakı.
Konuşulan her şeyin
bir anlamı vardır. Bazen de her şey anlamsız.
Kah efkarlanırsın, kah
neşelenirsin. Dostunun derdiyle dertlenirsin.
Ufak meseleler bile önemlidir. Yanlış yapmıştır biri ya da verememiştir bir finali. Bunlar dahi önemli mesele.
Öyle eğlenir, öyle derin sohbetler edersin ki yıllar sonra bile hatırlarsın.. O
günkü halini, dostlarını, güldüğün hüzünlendiğin şeyleri..
Mekanlar gelir gözünün önüne. Leman Kafe, London Pub. vs.
Ne
kadar zaman geçmiş dersin? Vay be oldu mu o kadar?
Dostlar önemlidir insanın hayatında. Büyümek için,
dertleşmek için, paylaşmak için onlar olmalı sofrada.
Onun derdiyle dertlenip, onun heyecanıyla heyecanlanırsın.
Sen olgunlaştıkça, etraf olgunlaşır. Ama gerçek bir dostla
her daim çocuksun.
Eskileri hatırlamak için tek bir melodi, tek bir hatıra
yeter.
Hatırlar mısın senle bir gün nasıl eğlenmiştik Tunalıda?
Nasıl ağlamıştık Bahçeli’de?
Sonra o hoca nasıl takmıştı sana, bitirememiştin tezini. Yarım dönem
uzamıştı boştan yere.
Bu muhabbetler uzar gider. Ne güzeldir dostları yeniden hatırlamak,
ilk gençliği, okul yıllarını yeniden tazelemek dimalarda.
Var mı sizin de böyle dostlarınız?
Aradan yıllar da geçse,
bir araya gelince sanki dün bırakmış gibi devam ettiğiniz sohbetleriniz? Haydi paylaşın o zaman …
evlenmeden, hatta çocuklanmadan önceye ait gibi anlattığın. Şimdi bu dost sohbeti için iş sonrası 1 saat yaratabilirsek ne ala...O 1 saatler de güzel oluyor tabi ama aradığım biraz gevşeklik. Yani bir yerde saat kaçta kalkacağımıza öncesinden karar vermeden oturmak. Acele etmeden sohbet etmek, gevşek gevşek...
YanıtlaSil