Aralık ayına
geldik bile, yıl sonu yaklaşıyor. 2011 yılı ülkemiz ve dünya için oldukça yorucu ve kaotik bir yıldı.
Nereye baksak
şiddet, terör, felaketler, kavgalar eksik olmadı, Amerikan fimlerini aratmayacak
cinayetler, bu bizde olmaz diyeceğimiz travmalar televizyonlarda gözümüzün
önüne serildi.
Depremler oldu, kadınlar şiddete uğradı, çocuklar ağladı, insanlar mutsuz, keyifsizdi.. Açlıktan, susuzluktan ölen binlerce kişiyi seyrettik öylece. Yanı başımızda hala iç savaşlar devam ediyor.
Dünyamız, denizlerimiz kirleniyor. Sağlık sorunları artıyor, kimyasallar, kanserojenler her yerde.. vs. vs. işin özü her şey sanki daha da kötüye gidiyor.
Bu hepimizin bildiği, üstüne konuştuğu şeyler zaten. Güvensizlik, yalnızlık, şiddet, kirlilik dünyanın hemen hemen her yerinde.
Depremler oldu, kadınlar şiddete uğradı, çocuklar ağladı, insanlar mutsuz, keyifsizdi.. Açlıktan, susuzluktan ölen binlerce kişiyi seyrettik öylece. Yanı başımızda hala iç savaşlar devam ediyor.
Dünyamız, denizlerimiz kirleniyor. Sağlık sorunları artıyor, kimyasallar, kanserojenler her yerde.. vs. vs. işin özü her şey sanki daha da kötüye gidiyor.
Bu hepimizin bildiği, üstüne konuştuğu şeyler zaten. Güvensizlik, yalnızlık, şiddet, kirlilik dünyanın hemen hemen her yerinde.
Bir yıl
bitiyor, gelen yıl 2012. Mayalar kendi takvimlerinde zamanın sonunu Aralık 2012
olarak göstermişler. Yani Mayalar’a göre dünyanın sonu yakın. Bütün bu olan
biten zaten dünyanın sonu değil mi? Bundan iyi son mu olur? Daha ne olsun?
Bu bir sonsa
bundan sonra bir başlangıç da olmalı..Bu sembolik sonun bir başlangıca
vesile olacağına inanıyorum.
Çünlü olan biten onca kötü şeye rağmen bir yandan da olumlu şeylere olan özlem, sevgi ve güven arayışı giderek artıyor.
Tüm dünyada gerek dinler vasıtasıyla gerek başka inançlarla ruhani arayışa yönelim artıyor. Aile bağları tekrar güçleniyor, sağlıklı ve mutlu olmaya yönelik bilimsel araştırmalar hızla artıyor.
Çünlü olan biten onca kötü şeye rağmen bir yandan da olumlu şeylere olan özlem, sevgi ve güven arayışı giderek artıyor.
Tüm dünyada gerek dinler vasıtasıyla gerek başka inançlarla ruhani arayışa yönelim artıyor. Aile bağları tekrar güçleniyor, sağlıklı ve mutlu olmaya yönelik bilimsel araştırmalar hızla artıyor.
Fark etmeye,
mutlu olmaya olan ihtiyaç öyle fazla ki günlük hayatta, televizyon programlarında, eğitimlerde,
kitaplarda her yerde konuşuluyor.
2012 ile birlikte derin bir yenilenme çağına girileceğine
olan inanç hiç de az değil. Ben de buna inananlardanım. İnsanoğlu hala evrimleşiyor,
değişiyor. Mevcut durum hiçbirimizi mutlu etmese de ben gelecek yıllarda
aydınlanan, iyiye, sevgiye yönelen insanların sayısının çok daha artacağını
düşünüyorum.
Bilimin ve insanoğlunun şimdiki aklıyla açıklayamadığı ruh, enerji, sevgi gibi pek çok kavramın daha anlaşılır hale geleceğine gönülden inanıyorum.
Beynimizin sonsuz kapasitesinin keşfedileceğini, böylece insanoğlunun kendi potansiyelini çok daha net anlayacağını düşünüyorum.
Bunun için yapmamız gereken bireysel sorumluluk almak, değişime, yenilenmeye içsel olarak hazırlanmak, dünyamıza karşı sorumluluklarımızı hatırlamak, evrendeki olumlu enerjiyi ve sevgiyi büyütmek ve yaratılan her bir canlıyı yaratandan ötürü sevmektir..
Bilimin ve insanoğlunun şimdiki aklıyla açıklayamadığı ruh, enerji, sevgi gibi pek çok kavramın daha anlaşılır hale geleceğine gönülden inanıyorum.
Beynimizin sonsuz kapasitesinin keşfedileceğini, böylece insanoğlunun kendi potansiyelini çok daha net anlayacağını düşünüyorum.
Bunun için yapmamız gereken bireysel sorumluluk almak, değişime, yenilenmeye içsel olarak hazırlanmak, dünyamıza karşı sorumluluklarımızı hatırlamak, evrendeki olumlu enerjiyi ve sevgiyi büyütmek ve yaratılan her bir canlıyı yaratandan ötürü sevmektir..
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak herşey
Z.Livaneli
Z.Livaneli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder