İç seslerinize dikkat eder misiniz? Size ne derler? Ne zaman konuşurlar? Nasıl tepki verirler?
Aslında her birimiz üç farklı kişiden oluşuruz. İç
dünyamızdaki bu üç farklı kişiyi anlayarak kendimizi, farklı zamanlarda neden
farklı davrandığımızı daha iyi anlayabiliriz.
Bunlar içimizdeki Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk durumlarıdır.
İçimizdeki Ebeveyn, anne babamızın düşünce ve inanışlarından içselleştirdiklerimizdir. Bizi ya eleştirir ya da destekler. Duyduğumuz “Bunlar
işe yaramaz, her şeyi mahvettin, niye bunu söyledin, ” gibi iç konuşmalarımız
çoğunlukla kritik ebeveynden gelmektedir.
Destekleyici ebeveyn bizi destekler, bizimle ilgilenir,”her şey iyi olacak, süper bir iş yaptın” gibi destekleyici konuşmalar içimizdeki destekleyici ebeveynin sesidir.
Destekleyici ebeveyn bizi destekler, bizimle ilgilenir,”her şey iyi olacak, süper bir iş yaptın” gibi destekleyici konuşmalar içimizdeki destekleyici ebeveynin sesidir.
Kişiliğimizin ikinci kısmı Yetişkin kısmıdır. Yetişkin düşünen, analiz eden, karar veren
kısımdır.
Üçüncü kısım Çocuk
olandır. İçimizdeki çocuk, hisleri ile hareket eder, enerjik ve eğlencelidir ama gerçekleri de pek hesaba katmaz. Ciddi bir toplantının
ortasında “hadi dışarıya çıkalım” diye sizi ayartmaya çalışan yanınız
içinizdeki çocuk olabilir.
Gülerken, hayal kurarken, oyun oynarken, birşeyler için ısrarcı olduğumuzda içimizdeki çocuğu harekete geçiririz. İçimizdeki çocuk beğenilmek için başkalarının istediği gibi davranıp uyumlu çocuk olabilir. Ya da ne yapılması gerektiğini, nasıl yapılması gerektiğini söyleyen bir tavırla karşılaştığımızda içimizdeki asi çocuk ortaya çıkabilir.
“Kolaysa sen yap”, “böyle bir şeyi asla yapmam” gibi reaktif iç seslerimiz içimizdeki asi çocuğu temsil eder.
Gülerken, hayal kurarken, oyun oynarken, birşeyler için ısrarcı olduğumuzda içimizdeki çocuğu harekete geçiririz. İçimizdeki çocuk beğenilmek için başkalarının istediği gibi davranıp uyumlu çocuk olabilir. Ya da ne yapılması gerektiğini, nasıl yapılması gerektiğini söyleyen bir tavırla karşılaştığımızda içimizdeki asi çocuk ortaya çıkabilir.
“Kolaysa sen yap”, “böyle bir şeyi asla yapmam” gibi reaktif iç seslerimiz içimizdeki asi çocuğu temsil eder.
Peki bütün bu konuşmalar içinde kişiliğimizin hangi
bölümünün iş başında olduğunu nasıl anlayacağız?
İlk olarak iç seslerimizde, düşüncelerimizde hangi yanımızın
hakim olduğunu fark etmek önemlidir. İç seslerimiz, düşüncelerimiz
davranışlarımızı da etkiler. Hangi kişilik durumunda olduğumuz, karşımızdaki
kişinin bize verdiği reaksiyonları da etkiler.
İç seslerimizde, reaksiyonlarımızda çok fazla ebeveyn olduğunu fark ediyorsanız, karşınızdaki kişilerin çocuğuna hitap ediyor olabilir hatta davet ediyor olabilirsiniz. Eşinize “evi sürekli kirletiyorsun, her yeri dağıtıyorsun” şeklinde yaptığınız eleştirilerle onun asi çocuğuna hitap ederek “sen de sürekli eleştiriyorsun, beni hiç anlamıyorsun” şeklinde bir karşılık alabilirsiniz.
Yetişkin şeklinde davranarak karşımızdaki kişinin yetişkinini davet edebiliriz. Duygularımız yoğunken, öfkeli, üzgün, neşeli olduğumuzda içimizdeki yetişkini duymakta zorlanabiliriz.
İç seslerimizde, reaksiyonlarımızda çok fazla ebeveyn olduğunu fark ediyorsanız, karşınızdaki kişilerin çocuğuna hitap ediyor olabilir hatta davet ediyor olabilirsiniz. Eşinize “evi sürekli kirletiyorsun, her yeri dağıtıyorsun” şeklinde yaptığınız eleştirilerle onun asi çocuğuna hitap ederek “sen de sürekli eleştiriyorsun, beni hiç anlamıyorsun” şeklinde bir karşılık alabilirsiniz.
Yetişkin şeklinde davranarak karşımızdaki kişinin yetişkinini davet edebiliriz. Duygularımız yoğunken, öfkeli, üzgün, neşeli olduğumuzda içimizdeki yetişkini duymakta zorlanabiliriz.
Kendimizi anlamadan başkalarını anlamak çok kolay değil.
Herhangi bir iç ses duyduğunuzda bir nefes alıp hangi yanımızın konuştuğuna kulak verin derim. Bu üç kişinin farklı durumlarda nasıl farklı şeyler söylediğine inanamayacaksınız.
Herhangi bir iç ses duyduğunuzda bir nefes alıp hangi yanımızın konuştuğuna kulak verin derim. Bu üç kişinin farklı durumlarda nasıl farklı şeyler söylediğine inanamayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder