Küçüklüğümden beri iyi bir radyo dinleyicisiyim. Daha ilkokula bile gitmezken
Polis Radyosu'nda önce kayıp eşya haberlerini sonra istek
programını dinler, çıkan şarkıları mırıldanmaya çalışırdım. Okul döneminde TRT Radyo'da çocuklar için yayınlanan programları hiç
kaçırmazdım. Küçük bir kız çocuğu Erzincan Tercan'daki hayatını, Türkçe
dersinde öğrendiklerini anlatırdı. Türkçe ve edebiyat derslerini o zamanlardan
severim. Büyüdüğümde hiç dinlemediğimi düşündüğüm pek
çok şarkının sözlerini söyleyebilirken buldum kendimi ve bu benim kendimle ilgili
en çok şaştığım şeydir. Anladım ki çocukken dinlediğim pek çok şarkı aklıma
kazınmış. Sonra lise, üniversite yıllarımda özel radyolar yayınlarına
başladı.
Önce Ankara'da yayın hayatına
başlayan, sonra ülke genelinde yayına devam eden Capital Radio geceleri
duyduğum son ses ve
gözümü ilk açtığımda kulağıma çalınan ilk melodi oldu yıllarca..
Radyonun yayın yaptığı ortamı o kadar merak ederdim ki bir gün
Capital Radio'nun ofisini ziyarete gitmiştim. Kocaman bir ofis, dev
elektronik aletler hayal ederken, bir apartman dairesinin küçük
odasından yayın yapılıyormuş meğer.
Hatta bir ara üniversitenin
radyosuna program yapmak için başvurada bile bulunmuştum. Mülakat sırasında bana neden radyocu olmak
istiyorsun diye sormuşlardı hiç unutmuyorum, ben de 'insanların odalarına gelen
ses olmak istiyorum' demiştim. Cevabım
pek ikna edici olmamış ki kabul edilmedim. Radyo, çalışma hayatına girene kadar
hep benimleydi..Kurumsal ortamlarda, açık ofislerde müzik pek kabul edilmiyor ne yazık ki. Yıllar ilerledikçe radyoyu önce akşamlara, sonra hafta sonlarına, en son da
tatillere erteler oldum.
Sonra bir gün hayatımda büyük
bir eksiklik fark ettim, müzik benden
uzaklaştıkça içimde kocaman bir boşluk olduğunu anladım. Bu garip bir his,
müzikle profesyonel olarak uğraşmam, bir müzik aleti çalamam (her ne kadar daha
önce girişimlerim olduysa da yeteri kadar disiplinli olmadığım için bir
türlü çalamadım) ama müzik beni tamamlayan bir şey. Müzikle kendime dönüyorum, nefes alıyorum, duygularımı fark ediyorum, başka yerlere
gidiyorum. Bunu anladığım an ilk
iş radyolu bir cep telefonu aldım kendime. Ne zaman sıkılsam, iş temposundan bunalsam,
uzaklara gitmek istesem hemen kulaklığımı takıyorum, bir MFÖ şarkısı denk
gelirse ne ala..
Denk gelmezse yaşasın MP3 ler, oradan açıyorum bir tane. Bu
aralar en çok da bunu seviyorum..
gezginci ruhumuz bir gün dinerse
korkmadan döneriz
gururluyuz
eksilirse ağlayanlar çevremizden
ya gerçeği söyleriz
ya da nasıl istersen
korkmadan döneriz
gururluyuz
eksilirse ağlayanlar çevremizden
ya gerçeği söyleriz
ya da nasıl istersen
ne güzel şeysin sen
hep yaşın 19
gel yanıma sar beni
bugün var yarın yokuz
hep yaşın 19
gel yanıma sar beni
bugün var yarın yokuz
sözlerini yazmışsın ya, okuyunca "bugün var yarın yokuz" en sevdiğim dizeymiş, onu farkettim...sağolasın...
YanıtlaSil