Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

12 Kasım 2011 Cumartesi

Koala gibi hissetmek..


Koalalara imrenirim hep.. Sakinliklerine, hayatın sırrını keşfetmiş gibi durmalarına, gözlerindeki bilgelikle karışık şaşkın ifade beni hayrete düşürür..
Sadece okaliptüs yaprağı yiyip, bütün gün ağaç tepesinde öylece durmalarında vardır bir hikmet...Koalaların metabolizması yavaştır ve günün büyük bölümünde uyurlar.
Neredeyse 20 saat uyuyup,  günün kalan kısmında da okaliptüs yapraklarını yerler.
Bütün hayatını koala gibi geçirmek sıkıcı olabilir belki ama bazen koala gibi olmak istiyor insan.
Kendimi koala gibi hissederken buluyorum zaman zaman..tatil dönüşleri, yaptığım işler anlamını yitirdiğinde..
Önce hareketlerim yavaşlıyor, sanki ağır çekim hareket ediyorum..Öyle ki kollarımın, ellerimin her hareketini fark eder hale geliyorum. Sonra kulaklarım dikiliyor.. her sese karşı duyarlı hale geliyor..ağaca tırmanmış bakar gibi etrafımdakilere, olaylara öylece bakıyorum. Olaylara ilgisiz, şelalenin arkasına geçmiş gibi..
Canım okaliptüs yaprağı istemese de.. basit şeyler yemek istiyorum.. öyle abur cubur, atıştırmalık değil..peynir ekmek gibi..sulu bir elma gibi..
Koala gibi olmak benim için “hayatı biraz basitleştirmek, yavaşlatmak” anlamına geliyor.
Doğada böyle davranmak kolay.. ofiste böyle hissedip çaktırmamak ustalık ister..

1 yorum:

  1. bende kendimi garfield'la özdeşleştiririm hep, pazartesi sendromları, istediği kadar uyuyup , istediği kadar yemesi, kimseyi iplememesi(ben bunu yapamıyorum :)ama koala da fena değilmiş

    YanıtlaSil