Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

11 Kasım 2011 Cuma

Keyfinizi yerine getirmek için 5 öneri!

Keyfiniz mi yok, yoksa canınız mı sıkılıyor? Can sıkıntınızı geçirecek, keyfinizi yerine getirecek bir şeyler mi arıyorsunuz? İşte size birkaç tavsiye..


1. Karışık dolabınızı, çekmecenizi düzeltin, fazlalıkları atın!
Ne zamandır açıp, sonra da sinirlenerek kapattığınız, düzeltmeye bir türlü vakit bulmadığınız bir dolap ya da çekmecenin başına geçin. Önce tüm eşyaları bir yığın halinde bir örtünün üzerine koyun. En önemli işinizin bu olduğunu düşünerek, tüm odağınızı bu işe vererek, işe yarayanları bir kenara ayırın ve fazlalıkları atın. Ayırdıklarınızı düzenli bir şekilde tekrar yerleştirin. Fazlalıkları bir çöp poşetine koyup çöp kutusuna atın (tercihen evden dışarı çıkıp).
Karmaşık dolaplar, çekmeceler bitmeyen işleri, karmaşaları temsil eder..Bütün hayatınızı bir anda düzene sokamazsınız ama en azından bir çekmecenizi düzeltmişsinizdir. Bir yerden başlamışsınızdır. Fazlalıklar evin dışındaki bir çöp kutusuna atılmış ya da ihtiyacı olanlara verilmiştir..

2. Google Earth’den gitmek istediğiniz bir yeri bulup, sokaklarınakuşbakışı bakın!
Google Earth ile dünya elinizin altında..Tek yapmanız gereken nereye gitmek istediğinize karar vermek. Kutuplara, Afrika’ya ya da Avusturalya’ya gidebilirsiniz. Önce atmosferi, sonra dünyayı, sonra da istediğiniz kıtaya kadar gidin..Oradan ülkeye, şehre, sokağa, binaya kadar inebilirsiniz..Seçtiğiniz yerdeki insanları düşünün..Siz bilgisayarınızın tuşlarını tıklarken onlar neler düşünüyor, neler yaşıyorlardır. Sizinle benzer hisleri yaşayanlar var mıdır acaba..Sizden daha kötü durumda olanlar..Size benzeyenler ya da farklı olanlar..Sizin canınız sıkılırken, mutlu olanlar var mıdır? Orada yaşasaydınız nasıl bir hayatınız olurdu? Sonra neden orayı seçtiğinizi düşünün, bunun sizin için bir anlamı var mı? Atmosferi, dünyanın bütününü düşündüğümüzde kendimizi daha küçük, daha önemsiz hissederiz. Biz önemsizleştikçe yaşadığımız can sıkıntısı da önemsizleşir..Sonra başka insanların da benzer şeyleri yaşadığını, hissettiğini tekrar hatırlarız.

3. Daha önce hiç yapmadığınız bir yemeği yapın, karşı komşunuza 1 tabak ikram edin!
Evdeki yemek kitabına ya da internete bakıp daha önce hiç yapmadığınız bir yemeği seçin. Malzemeler evde varsa ne ala..yoksa gidip almanız gerekiyor. Yemeğe çok önemli bir misafiriniz olduğunu hayal edin..öyleki onu memnun etmeniz çok önemli..Sebzeleri, etleri özenle seçin..Hiç yapmadığınız bir yemeği yıllardır yapıyormuş edasıyla yapmayı deneyin.Sonuç kötü olabilir, korkmayın..gayet normal. Önemli olan denemek..Sonuç nasıl olursa olsun bir tabağını mutlaka komşunuzla paylaşın ve bu yemeğin hikayesini anlatın.Canınızın sıkıldığını ve hiç yapmadığınız bir yemeği yapmayı denediğinizi söyleyin..Bilmediğiniz bir yemeği yapma deneyimi rutinin dışına çıkmayı, hata yapmaktan korkmadan denemeyi göze almayı temsil eder. Denersiniz, belki iyi olur ..belki de kötü olur..Önemli olan deneyimden keyif almaktır. En kötü ihtimalle sonrasında anlatacak bir hikayeniz olur.

4. 20 yıl sonraki “sizi” hayal edin? Ona bir mektup yazın, canınızı sıkan şeyleri paylaşın!
Elinize bir mektup kağıdı alabilir ya da gözlerinizi kapatıp hayal edebilirsiniz (Mektup daha garantili bir yöntem olduğu için tavsiye edilir). 20 yıl sonraki sizi hayal edin..Neredesiniz, nasıl görünüyorsunuz, nasıl bir evde oturuyor, neler yapıyorsunuz? Tüm bunları tek tek hayal edin. Hayal ettiklerinizi bir kağıda yazmaya çalışın. Sanki bir film sahnesi seyreder gibi ortamı, sesleri, diğer insanları, kokuları, renkleri detaylı tarif edin kendinize..Şimdiki sizin 20 yıl sonraki sizinle konuştuğunu hayal edin. Ona neler soracağınızı düşünün, şimdiki size verecek öğütleri var mı diye sorun? Yazdıklarınızı yüksek sekle okuyun ya da hayal ettiğiniz şeyleri tekrar düşünün. Nasıl bir hayaldi? Neden kendinizi bu şekilde düşündünüz? Hayallerimiz anın dışına çıkmamızı sağlar. Olan bitenin, o an için geçerli olduğunu anlamamızı sağlar. Canımızı sıkan her ne ise bu durumun geçici olabileceğini fark ettirir.

5. Hiç tanımadığınız birisine bir kıyak yapın!
Kendinizi kötü hissetseydiniz ve biri size bir kıyak yapsaydı ne olmasını isterdiniz? Birisi kirlenmiş arabanızı yıkasaydı, ücreti ödenmiş güzel bir çilekli pasta yanlışlıkla ev adresinize gönderilseydi, birisi sizden önce hesabı ödeseydi gibi..Bunu düşünüp, birisi için böyle bir kıyak planı hazırlayın ve uygulayın. Kıyak sahibine de bunun bir kıyak olacağının söylenmesini sağlayın. Bu yaptığınızla birisinin hayatında en azından o an için olumlu bir etki yarattığınızı düşünün. Denize atılan bir taş gibi belki bu kıyak olayı dalga dalga yayılır ve sizin ihtiyacınız olduğu anda birisi de size kıyak yapar. Tamam dünya kirlendi, artık insanlar eskisi kadar iyi değil, güvenlik sorunları var ve herkes kendi derdinde..ama hala hayal kuran insanlar var, hala mucizeler oluyor hayatta..15 günlük bir bebek bir bina yığının altından onca zaman sonra sağ salim çıkıp yaşama dört elle sarılıyor ise hala umut var demektir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder