Ben kim miyim?

Bu bloğun sahibesi Nisan'ı, Elisa'yı, güneşli günleri, yemek masasi sohbetlerini, baharatçı kokularını, gökkuşağını, peynirin her çeşidini, damla sakızlı Türk kahvesini, psikolojiyi, taze ekmeğin ucundan koparmayı, semt pazarlarında gezmeyi, hayal kurmayı, dost sohbetlerini, radyo dinlemeyi, morali bozuk olanların neşelerini yerine getirmeyi, hayattan, sevgiden, olumludan, insan davranışından konuşmayı, anlatmayı ve öğrenmeyi seviyor!
Anne, eş, psikolog, çalışan, arkadaş, koç vs. vs..

27 Ocak 2012 Cuma

Kimi, ne için, nasıl değerlendirirsin?


En zor şeylerden birisi insanı değerlendirmek, ölçmek bence.. 

Bu kişi iyi mi, kötümü, yeterli mi, yetersiz mi sorusuna doğru cevap vermek çok zor. Göreceli en nihayetinde. 
 İnsanoğlunu cetvele koyup ölçemezsin, kantara koyup tartamazsın. 

Günlük hayatımızda yargılarımızla, önceden getirdiğimiz kalıplarımızla, yaşadıklarımızla bir şekilde bu kararları veriyoruz. 
Bu kişi şöyle, şu böyle deyip çıkabiliyoruz, çünkü bizce öyle gerçekten. 
Bunu demek ne kadar kolay, "bence öyle!"..

Ama profesyonel hayatta işin insanı değerlendirmek ise o zaman işler zorlaşıyor. “Bence böyle”.. deyip çıkamıyorsun işin içinden. İnsanları, hayatlarını, kariyerlerini etkileyen kararlar veriyorsan değerlendirmelerinden emin olman gerekiyor. 
Yaptığım işler içinde en zorlandığım ama aynı zamanda en keyif aldığım şey insanı değerlendirmek.  Bunun için pek çok yöntem kullanılıyor. Mülakatlar, kişilik envanterleri, değerlendirme merkezleri vs. vs. 

Yıllardır tüm bu yöntemleri oldukça sık kullanma fırsatım oldu. İşe alım mülakatlarında, farklı seviyelerde yönetici adaylarını seçerken, öğrenci programlarına öğrenci yerleştirirken yüzlerce kişiyi gözlemledim, değerlendirdim.
Bu tarz değerlendirme merkezlerinde aday olarak da değerlendirildiğim oldu.
Değerlendirme merkezi denilen uygulama çoklu yöntem (mülakat, rol çalışması, sunum vb.) ve çoklu gözlemci ile kişinin değerlendirilmesi, sonunda da gözlemlenen şeyler yazılı bir rapora dönüştürülüp kişinin güçlü yönleri, gelişmeye açık yönleri çıkıyor ortaya. 
 Zaman zaman şüpheye düştüğüm oldu, içimi yiyip bitiren değerlendirmeler, emin olamadığım durumlar yaşadım ama tüm bu deneyimlerimin sonunda gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim ki insan gerçekten değerlendirilebiliyor.
Değerlendirme araçları sağlamsa, değerlendiriciler içten ve objektif ise değerlendirme sonuçları gerçekten tutarlı oluyor. 
Günün sonunda değerlendirilen kişi ile ilgili ortak bir fikir oluşuyor.  Hepimizin tekrar eden davranışları var, farklı durumda benzer davranıyoruz. Önceden hazırlıklı olamayacağımız bir ortam yaratılınca da bu davranış tekrarları net bir şekilde gözlemlenebiliyor. 
Geribildirim önemli, katılımcı olarak bir emek harcıyorsunuz, sonunda verilen karar her ne olursa olsun sonunda ne iyiydi ne kötüydü merak ediyor insan. Bazıları geribildirimleri olgunlukla karşılıyor, bazıları savunmaya geçiyor. 

Güçlü yönler insana gurur veriyor, vay be ben neymişim diyorsun. Öte yandan eleştirileri hazmetmek zor, zaman istiyor. 
Kısacası değerlendirilenin de değerlendirenin de işi kolay değil.

Tüm değerlendirmelerin sonu aynı cümleyle bitiyor “Ne olursa olsun hakkınızda hayırlısı olsun!” .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder