Pekçok yeni mezun, çalışmak istediği yeri “uluslar
arası ve kurumsal bir firma” şeklinde tanımlıyor.
Süreçlerin net, tanımlı
olduğu, kimin ne yaptığının belli olduğu firmalara kurumsal firmalar diyoruz.
Kurumsallığın amacı sürdürülebilir başarıdır.
Bu nedenle
firmalar süreçlerini tanımlar, ölçer, iyileştirir.
Varolabilmek için insana değil, sisteme dayalı olmayı amaçlar.
İnsanlar gelir gider, yönetimler gelir gider ama kurumsal firma mükemmel süreçleri ile başarısını devam ettirir.
Varolabilmek için insana değil, sisteme dayalı olmayı amaçlar.
İnsanlar gelir gider, yönetimler gelir gider ama kurumsal firma mükemmel süreçleri ile başarısını devam ettirir.
Buraya kadar firma açısından her şey çok güzel.
Peki çalışan açısından durum nasıl?
Süreçlerin belirli olması işlerin küçülmesine
ve etki alanın kısıtlanmasına sebep olur. Çalışanlar büyük çarkların içinde küçük
dişlilerden biridir.
Sistem insana bağlı olmadığı için birisi giderse bir diğeri onun yerine geçebilir. Bu, temelde insanın biricik ve değerli olma ihtiyaçlarına oldukça karşı bir sistemdir.
Çünkü insanoğlu ne kadar biricik, ne kadar kendine özgü olduğu hissetmek ister.
Sistem insana bağlı olmadığı için birisi giderse bir diğeri onun yerine geçebilir. Bu, temelde insanın biricik ve değerli olma ihtiyaçlarına oldukça karşı bir sistemdir.
Çünkü insanoğlu ne kadar biricik, ne kadar kendine özgü olduğu hissetmek ister.
Varolmanın temeli budur. Tüm hayatı boyunca kendisinin daha farklı olduğunu
göstermek için çalışır. Aslında fiziksel yaratılışımızdaki her bir ayrıntı da diğerlerinden
farklı olduğumuzun kanıtıdır.
Bu kadar biricikken, farklı özelliklerimiz, farklı
yönlerimiz varken büyük bir sistem içinde herhangi biri olmak değersizlik hissine sebep olur. Sahiplenmeyi ve büyük resmi görmeyi engeller.
Günümüzde kurumsal firmalarda çalışan insanların pek çoğu kendini
yetersiz ve değersiz hissediyor.
Mükemmel süreçlerle hareket etmek pek çok ayrıntıyı göz
önünde tutmayı, büroktarik pek çok işlemi yapmayı gerektiriyor.
Süreçlerin
işletilebilmesi ve sürdürülebilirlik için bu işlere ihtiyaç var. Birilerinin bu işleri yapması gerekiyor.
Tüm bu işler, süreçler, bürokrasi içinde kaybolan çalışanlar
büyük resimde kendi katkısını göremez hale gelir.
Mükemmellik hataya karşı
toleransı azaltır, kontrolü artırır. Sistemin mükemmel olmasını garanti altına
alacak çalışanlar hata yapmamak için kontrol manyağı olur ama eninde sonunda da
belli hatalar yapılır.
Çünkü hiçbir şey mükemmel değildir ve herkes her zaman
hata yapabilir. Sistemin hataya tahammülünün olmaması, hata yapan çalışanın
kendini yetersiz hissetmesine sebep olur.
Böylece iş ortamında gerginlik ve kızgınlık hakim olur, insanların ayakları geri geri gitmeye başlar.
İş yoğunlunun giderek artmasına rağmen, günün hatta yılların
sonunda benzer işleri, benzer şekilde yaptığını gören çalışan birşeyler
yapmalıyım bu böyle gitmez endişesine kapılır.
Ya başka bir firma, bölüme geçmeye çalışır ya da yönetici olma yolunu zorlar. Başka bir bölüme de
geçse, yönetici de olsa bir süre sonra yine aynı yetersizliği hissetmeye
başlar.
Tüm bunlar olup biterken istifalar artar, çalışan
memnuniyeti düşer, kendini yetersiz hisseden çalışanlar sürekli birilerinden
onay bekler ve birilerine sormadan hareket edemez hale gelir.
Yöneticiler her şeyin onlara sorulduğundan şikayet eder,
çalışanlar yaptıkları işlerden sıkıldıklarını söylerler.
İnsan Kaynakları departmanları da tüm bu geribildirimleri
alır ve herkese ilaç olabileceği düşünülen yeni projeler, iyileştirmeler yapar.
Çünkü kurumsal olmak demek departmanlar, insanlar arasındaki uygulamalarda fark olmaması demektir.
Çünkü kurumsal olmak demek departmanlar, insanlar arasındaki uygulamalarda fark olmaması demektir.
Ama ne yazık ki yeni süreçler de işe yaramaz, farklı
operasyonel yükleri getirir. Beklenti artar ama motivasyon düşmeye devam eder..
Fütüristler, kurumsal sistemlerin önümüzdeki dönemlerde
çökeceğini ve kişilerin bordrolu hayatlarını bırakıp, birden farklı kurumda
farklı işler, projeler yapmak durumunda kalacaklarını öngörüyor. Benim fikrim de
bu yönde.
Sistemin bütününe yönelik süreçler, merkeziyetçi uygulamalar
insanın biricik olma ihtiyacını, lokal ihtiyaçları karşılamıyor.
Ben yeni jenerasyondan çok umutluyum, onlar bu düzenin
dezavantajlarını daha çabuk fark edip, hemen tepki gösteriyorlar. Daha gözü
karalar..
Bu gidişle ya onlar kurumsal sistemleri değiştirecek ya da çalıştıracak kimse bulamayan kurumlar kendilerini değiştirmek zorunda kalacak…
Bu gidişle ya onlar kurumsal sistemleri değiştirecek ya da çalıştıracak kimse bulamayan kurumlar kendilerini değiştirmek zorunda kalacak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder