Ekimin sonuna geldik.
Sonbaharla düşen her yaprakla sanki
kafamın içinde de bir sürü düşünce tek tek yere düşüyor.
Toprağa doğru,
dinlenmeye, çürümeye doğru ağır ağır kayboluyor zihnimden.
Zihnim, tabanı ağır,
üst tarafı uçuş uçuş büyük bir orman gibi.
Bu yüzdendir ki zaman zaman kendimi hem çook ağır
hissediyorum, bazen de çook hafiflemiş.
Etrafıma bir koza örmek, kendimle hesaplaşmak, yeniden filiz
vermek istiyorum.
Biraz araya, içe dönmeye, yeniden yeşermek için
düşüncelerimin çürümesine ihtiyacım var.
Bütün kış öylece durup hayatın penceresinden olup biteni
seyretmek istiyorum.
Ki baharla birlikte yeni, yepyeni umutlar, düşünceler
yeşersin içimde.
Sonra bir sabah uyanayım, ruhumun tavan arasına doğru çıkıp,
eskimiş ne kadar eşya, ne kadar duygu varsa hepsini tek tek atayım.
Rahatlayıp,
şöyle arap sabunu ile tüm örümcek ağlarını temizleyeyim.
Sonunda öyle ferah,
öyle boş, öyle arınmış olsun ki, üstüne bir de keyif kahvesi içeyim ruhumun
tavan arasında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder