Göz
alabildiğine uzanan servis masaları, onlarca peynir, zeytin çeşidi.
Parlak
çelik servislerde içinde ne olduğu alt köşeye iliştirilmiş çeşit çeşit
kahvaltılıklar.
Her biri bir önceki gün de aynı şekilde aynı yerde servis
edilen omletler, haşlanmış yumurtalar.
Sıranın daha ortasına gelmeden dolmuş
tabağınızla, hangisini alsam hangisini bıraksam ikilemi.
Aynı böreğin ıspanaklısı, peynirlisi, patateslisi ama hep bunun
tadında bir şey eksik hissi.
Çeşit çeşit kahveler, çaylar; istediğini istediğin kadar almakta özgürsün.
Ya da, 3-5 masa üstünde mis gibi örtüler, ev yapımı reçeller, o
sabah ev sahibesi tarafından pişirilmiş el açması börekler, kekler, semaverde
çaylar, birkaç dilim gözünü doyurmayan ancak lezzetiyle damağın tad
bırakan özenli peynirler.
Her gün başka bir şekilde hazırlanmış yumurtalar, omletler,
bahçeden koparılmış çıtır salatalıklar, domatesler.
Üstüne tercihin bilindiğinden sorulmadan getirilen nefis
bir türk kahvesi.
Sanki birisi gözünü, bir diğeri gönlünü doyuruyor gibi.
Nasıl kahvaltılar istediğin, nasıl tatillerden hoşlandığın hayatı
da nasıl yaşadığını biraz olsun anlatmıyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder